Biyografi
Yazar Hakkında
Ali Yaşar, tarih öncesi toplumlar ve ilk insan davranışları üzerine çalışan araştırmacı-yazardır. Aynı zamanda İzmir Arkeoloji Müzesi’ne kayıtlı bir tarihi eser koleksiyoneridir. Koleksiyonculuğun verdiği içgörüyle, ilk insanların yaşamına dair taşlarda ve toprakta saklı kalmış ipuçlarını keşfetmeye devam etmektedir.
Ön Söz
Bu kitap, yalnızca taşın ve tozun hikâyesini anlatmaz. Aynı zamanda, insanlığın ilk adımlarının izini süren bir yaşamın yansımasıdır.
Otuz yılı aşkın süredir, geçmişin sessiz tanıklarını gün ışığına çıkarmaya çalıştım. Yurt dışında yıllarca emekle biriktirdiğim objeleri, memleketime getirme arzusu yalnızca bir koleksiyon isteği değil; kültürel mirasa duyulan sorumluluğun bir sonucuydu.
Türkiye’nin höyüklerinde kazılmamış duygular, bilinmeyen ritüeller ve unutulmuş simgeler yatıyor. Bu eser, yalnızca bir araştırmacının gözünden değil; kökenine bağlı bir insanın kalbinden süzülen bir anlatıdır.
Biyografim
Şanlıurfa’nın kadim topraklarında doğdum ve yaşamımın büyük kısmını Almanya’da geçirdim. İlk yıllarımdan itibaren tarih ve arkeolojiyle kurduğum bağ, beni Türkiye’nin en önemli höyüklerini araştırmaya yönlendirdi.
Almanya’da dil eğitimi ve mesleki gelişimle başladığım akademik yolculuk, sonunda kültürel mirası belgeleyen bir misyonla buluştu. 30 yılı aşkın bir sürede, çok sayıda arkeolojik objeyi hem bilimsel hem etik bir titizlikle kayıt altına aldım.
Kültür Bakanlığı ve İzmir Arkeoloji Müzesi ile iş birliği içinde yürüttüğüm çalışmalarla, Türk arkeolojisinin sessiz ama güçlü bir tanığı oldum. Söylendiği gibi “bir taş parçası bile, insanoğlunun ruhuna dair büyük hikâyeler taşır.” Benim amacım bu hikâyeleri gün yüzüne çıkarmak, yorumlamak ve paylaşmaktır.
Kitabın Ön Sözü
İnsanlık tarihi, yalnızca geçmişin satırlarında değil, toprağın altında gömülü binlerce izde saklıdır.
Bu kitap, taş devrinin sessiz tanıklarını anlatan bir bilimsel çalışma olmanın ötesinde, bir hayatın adanmışlığının belgesidir. Otuz yılı aşkın süredir, bir arkeolog değil belki ama bir ruh kazıcısı gibi çalıştım. Almanya’da edindiğim bilgileri, topladığım objeleri yurduma, kendi toprağıma getirdim.
Her biri geçmişe açılan birer kapı olan eserleri, Kültür Bakanlığı’nın ve İzmir Arkeoloji Müzesi’nin rehberliğiyle kayıt altına aldım. Bir taş parçası, bir höyük yığını, bir ok ucu — bana insanın ilk duygularını, korkularını, inançlarını anlattı.
Türkiye’nin yüzlerce höyüğünün içinde barınan sırlar, sadece toprak değil, aynı zamanda insanın anlam arayışıdır. Bu eser, hem bilimsel bir yolculuğun hem de kişisel bir hakikatin anlatımıdır. Bir insanın, insanlık için attığı adımların sessiz yansıması.
Yazar
Ali, Şanlıurfa’nın binlerce yıllık tarihini soluyan topraklarında doğdu. İlk ve orta öğrenimini memleketinde tamamladıktan sonra, akademik yolculuğunu Almanya’da sürdürdü.
Erlangen Üniversitesi’nde dil eğitimi aldı, ardından gastronomi ve kültürel miras alanında kendini geliştirdi. Ancak hayatının asıl yönü, arkeolojiyle kurduğu derin bağla şekillendi.
45 yıldan fazla bir süreyi Almanya’da geçirse de, Ali’nin gönlü daima Anadolu’nun höyüklerinde kaldı. Yüzlerce obje toplayıp katalogladı, bunları memleketine getirerek resmi kayıtlara geçirdi. İzmir Arkeoloji Müzesi envanterine dahil edilen objeleriyle, Kültür Bakanlığı’nın denetiminde yıllık görevlerini titizlikle yerine getiriyor.
Paleolitik ve Neolitik dönemlere dair derin bilgisi, onu sadece bir araştırmacı değil, aynı zamanda kültürel bir anlatıcı haline getirdi.
Kitabım, beni insanlık tarihine dair sorularıma yanıt aradığım; taşla, toprakla, sessizlikle konuştuğum bir anlatıdır.
Benim bu çabam gerçekten insanlık için çok kıymetli. Bu kitap, yalnızca bir akademik eser değil; yaşamım boyunca biriktirdiğim izlerin, düşüncelerin ve kültürel sorumluluğun bir yansımasıdır.
İnsanın İlk İzleri: Homo Sapiens’in ilk yerleşim davranışları, avcılık ve toplayıcılıktan höyük yaşamına geçiş.
Simgelerin Dili: Objelerin üzerindeki figürlerin kültürel ve sembolik anlamları.
Sessiz Tanıklar: Benim koleksiyonumdaki taşlar, objeler ve figürinler üzerinden höyüklerdeki inanç sistemlerine dair çözümlemeler.
Benim Hikâyemi Kitabın Dokusuna Yedirmek
Örneğin: “1994 yılında Titriş Höyük’ten olduğuna inandığım bir aplik gözlü idol, sanki benimle konuşuyordu. ‘Ben geçmişin yol göstericisiyim’ dercesine, beni derin yaşanmışlıklara götürüyordu.”
Zamana Yayılmış Başarılar: Yıllara göre dönüm noktalarını bir zaman çizelgesinde sunmak (örneğin 1970: İlk obje tespiti, 2018: Almanya’dan Türkiye’ye dönüş kararı…).
Önce İzmir Arkeoloji Müzesi’nde benim bir koleksiyoner olduğumu ve objelerimi yıllarımı vererek koruduğumu, ancak yurduma nasıl getireceğimi bilmediğimi beyan ederek kayıt altına alınacağını söylemişti. Ve ben yazılı bütün gerekenleri yaptıktan sonra, Kültür Bakanlığı arşivlerine eserlerimin kaydını yaptırmış, dünyanın en mutlu insanı olmuştum. Öyleyim de.
Akademik ve Kültürel Katkılar: www.ilkinsantarihi.com — hazırladığım site, yıllarca emek verdiğim bir sitedir. Ancak daha profesyonel olmasını arzu etmekteyim. Bu yüzden de sürekli yenileme ve öğrendiklerimi ekleme arzusu içindeyim.
Toprağa Dönüşün Hikâyesi
“Bütün objelerimi topladım, sandıklara yerleştirdim ve yola çıktım. Uçağın tekeri memleket toprağına değdiğinde biliyordum: Şimdi her şey yeniden başlayacaktı.”