Ön söz.

HÖYÜKLER VE KUZEY MEZOPOTAMYA:

27.06.2020 tarihli.

Kuzey Mezopotamya’daki Höyükler; dünyadaki ilk sosyalleşen insanoğlunun yaşam serüvenini anlatmaktadır.

Kuzey Mezopotamya’daki Höyükler ancak Kuzey Yarım Küredeki buzulların erimesiyle dünyadaki değişikliğe yol açılan ve ilk insanoğlunun bu bölgede sosyalleşmeye başladığını gösteren emarelerin en başında bu Höyükler gelmektedir. Çünkü bu höyüklerde tarihi geçmişin kalıntıları ve yapılan radyo karbon testler sonucu insanların nasıl ve hangi tarihlerde nasıl yaşadıklarının göstergesidir.

         Bu sebeple, insanoğlunun Şekillenen yaşam geçmişini görmek ve bilim insanlarının araştırmaları ve incelemeleri sonucu ortaya çıkmaktadır.

Şimdiye kadar elde olan bir gerçek Kuzey Mezopotamya’daki Göbekli tepe tapınağında ilk insanların Yaşam şekillerine veya kalıcı olarak bıraktıklarına bakılınca, cilalı taş döneminden bu güne kadar olan MÖ 9600 yıllarındaki hayatta kalmak için vermiş oldukları mücadelenin başlangıcı olarak gösterilmektedir.

Bu da bize ilk insanoğlunun sosyalleşmeye başladığı yerin ve bundan sonraki yaşamının devamını nerelerde olduğunu göstermeye yarayan emarelerdir. Homo Electrus tan sonra Homo Habilus, ve daha sonraları bu bölgede yaşayan Nander Taller ler her ne kadar bizlere tam olarak benze mesellerde bu insanların burada tam olarak 40 000 yıl gibi bir zaman geçirdikleri bilinmekte ve bu insanların maalesef burada yok olup gittiklerini nesillerinin yok olduklarını bilmekteyiz. Ancak bundan sonra güney Afrika’dan bu topraklara kadar bir türlü gelip yerleşen insanoğlu Atalarımız; olan Modern İnsan diye tarif edilen Homo Sapines Kuzey Mezopotamya’da ilk olarak bu topraklarda Avcu Toplayıcı olarak işe koyulduğu anlaşılmaktadır. Bu Avcu toplayıcı insanoğlunun MÖ 10 000 li yıllarda bu topraklarda Çok zorluklara rağmen kendini yenileyerek bu günümüze geldiğinin resmini ancak böyle görmekteyiz.

         Başta Avcu Toplayıcı olarak sosyalleşmeye başlayan ve büyük bir olasılıkla düşünce formlarında bir mutasyona uğramış olacak ki; beynindeki bu değişiklik ileriyi düşünme ve hayal kurma yeteneğini kuvvetlendirmiş ve bir sonraki döneme geçecek. Ve bunun için kaygılanıp kendine bir uğraş vermeye başlamıştır.

İlk olarak Paleolitik dönemde bu insanlar avları peşinde giderek avlarını avladıktan sonra hemen yakınında bulunan bir mağara da veya kaya kitlesi altında karnını doyurduktan sonra yakınındaki yeryüzüne yakın pınarlardan ihtiyacı olan sulardan içerek kendini yaşamda tutmaya uğraşan ilk sosyal insandır. Ancak bu ilk sosyal insanın çok ta yaşam şansı olmamıştır. Ancak 29-32 yaşlarına kadar yaşaya bilmiş ve maalesef çok çoğalamamıştır.

Sebebi yaşam şartlarının, güç olması ve kendine göre eş bulamama gibi bir türlü neden sayıla bilinir. Bunların tümünün neticesinde de ilk insanoğlunun yaşamını idame ettirdiği sırada avladığı hayvanla tanışması sonucu bir virüsle tanıştığıdır. Bu tanışma soncu da insanoğlunun ilk olarak bağışıklık kazanması zaman almıştır. Bana göre bu Göbekli Tepe Höyüğü de bu yüzden ilk insanın toplu ölümler sonucunda ölümü durdurmak ve ölmemek için verilen mücadele sonucunda yapılan bir Anıt bir makam bir topluluktan kuvvet alınılan yerdir. Öyle ki, Kendini ifade edemeyen bu insanoğlu bildiklerini taşlara nakkaş ederek yaratanın nasıl olduğunu tasvir etmeye ve şekiller vererek düşüncelerini ortaya koymuştur.

Bunların ilkinde ölen insanın topraktan bilinmeyen âlemlere göçünü ve bunu bir sürüngen hayvan olarak tasvir ettiği görülmektedir. Başka bir akla yatkın olarak göklerde aradığı tanrısına kavuşmanın bir ak baba olarak veya bir turna olarak göklerdeki yaratanına kavuşmasını tasvir etmekte ve kafalarındaki ölümsüzlüğe çareler bulmak için kendini taşlara kazılan tasvirlerde yansıtmıştır.

Ancak bu sadece böyle kalmamıştır. Kendini yenilemenin ve bir adım öteye gitmenin yollarını da ihmal etmemiştir.

Bir virüs bulaşması sonucu bağışıklık kazanmış kazanmasına ancak çok ta ödün ve ölüme mal olmuştur. İlk hayvanlar la kontak. Ancak göbekli tepede buzulların hemen erimesi sonucunda yeryüzüne yakın olan pınarların çekilmesiyle de bu insanların başka çareler aramaları gerektiğini görmüş ve gerekeni yapmak için de gerekli değişiklere yola koyulmuşlardır. Henüz kazıcı, delici ve kesici aletlerinin olmaması bu insanların büyük olasılıkla yerleri eşerek su bulma girişiminde bulunamadıkları ancak susuzda kalamayacakları içindir ki, Fırat ve Dicle kenarlarına yerleşmeleri kaçınılmaz olmuştur. İşte bu sebeple de bu saydığım Höyüklerin Tarihi ve yerleşim olarak biri birini takip eden insanoğlunun yaşam serüvenini Nasıl geliştiğini göstermek açısından çok önemlidir. Bu avcu Toplayıcı olan insanoğlunun Yerleşik düzene geçişinin de aynı zamandaki yolculuğudur. Bu Sosyalleşmeye başlangıçtır. Ve bu bizim oralarda Bereketli hilal de, yani Kuzey Mezopotamya’da olmuştur. Yani Elazığ, Malatya, Adıyaman, Şanlıurfa, Suriye Topraklarını da içine alacak şekilde ilk Yerleşik düzen, Bu Topraklarda Karababa Platosu ve Maletine Platoları üzerinde genelde bulunmaktadırlar. Yani ilk yerleşik düzen Nevali Çuri de MÖ 8600 8100 Yıllarında Vücut bulmuştur.

İlk tahıl Neolitik yerleşim bu Höyükte başlamıştır. Kısaca söz konusu olan bu Höyük Hilvan ilçesinin Güloğlu mahallesi kantara deresi mevkiinde yer almaktadır. Fırat kenarına kurulu bir höyüktür.

MÖ 9600 olan ve Şanlıurfa Merkeze yakın olan Göbekli Tepe höyüğü Paleolitik ten yani avcu Toplayıcılıktan

MÖ 8600-8100 yıllarında tam 1000 yıl sonra yerleşik düzene geçtiği görülmektedir.

Ve bu süre yörede Radyo karbon yapılmış birçok Höyükte göze batmaktadır.

Bunlardan, Gri Tilla da MÖ 7200 yıllara denk gelecek emareler ve objelere yapılan kazılarda rastlanılmıştır.

Yerleşik düzene geçildikten sonra sırasıyla bu Yerleşkelerde

Çanak sız, çömlek siz bir Zaman dilimi vardır.

MÖ 7200 lü yıllarda olan bu Çanak sız çömlek siz dönem. Ve bunu takip eden

Çanak ve Çömlek li Tarih önemlidir.

MÖ 6100 – 3200 yıllarına kadar olan bir dönemi içermektedir.

Bakır dönemi de hemen bundan sonra yine aynı silsile içerisinde yerini almıştır.

MÖ 5500 yıllarında

Bundan sonrada

Kalkolitik dönem MÖ 3200 Kendini göstermektedir.

Kalkolitik dönem köylü yerleşim alanlarını oluşturur. Bu zaman diliminde insanların mesleki ve dini ekonomik gelişim gösterdiklerini teknik olarak ta gelişme gösterdiklerini görmekteyiz. 

Kalkolitik dönemden sonrada bu anlatılan Höyüklerde Yani Yöredeki Höyüklerde sırasıyla

Demir Çağı. MÖ 2000-1200 li Yıllara kadar olan bir dönemdir ki bu dönemde yörede halen izleri bulunmaktadır.

Dünyada çok etkisi olan bu dönem. Yöredeki yaşanmışlıkları gün yüzüne çıkartan belli tarihi emareleri mevcuttur.

Ancak bu tarihten sonrada, Levandel olarak bilinen ve batılar tarafından Doğu Akdeniz Geçmişin bereketli hilali ve ancak Güneydoğu Anadolu topraklarının genelde çoğunluğunu oluşturan Bozova ilçesiyle Fırat ve etrafında oluşan Höyük yığınlarının ne denli önemli olduğunu sizlere anlatmaya ve tanıtmaya çalışıyorum. Yani bu yerlerin ilk insanoğlunun nasıl şekillendirdiğini göstermeye ne denli derin ve anlamlı olduğunu bilmenizi istiyorum. Haklı olarak tabi ki biz. Sıradan kültürel bağlantılarımızın derinliklerini göstermek hâkli bir gururumuzun olduğunu söylemekteyim. Henüz farkına varmamış olanlar için demek isterim ki, biz bu topraklar üzerinde yaşayanlar olarak bir tek bilinmesi gereken şey. Bu toprakların sadece toprak olmadığı Çok önemli bir kültür abidesi olduğunu söylemek gerekir diye düşünüyorum.

Yeri gelmişken söyleyelim.

Bu daracık biri birini gören höyüklerden bahis ederken, bu toprakların önemini ve geçmişini göstere bilmekteyim. Yani Paleolitik dönemden Neolitik yerleşim yerinden Çanak sız Çömlek siz düzenden Çanaklı Çömlek li döneme Bakır döneminden tunç dönemine Demir dönemi ve Kalkolitik döneme Roma Helenistik dönemden İslami döneme ve Selçukludan Osmanlıya kadar olan oradan da tabii ki bugünkü olan dönemimiz devam etmektedir.

Bu saydıklarımı görmek ve dokunmak mümkün müdür? Evet mümkündür.

Nerede? Güney Doğu Anadolu topraklarında Şanlıurfa Bozova Fırat kenarında isterseniz aşağı isterseniz yukarı her iki taraf ta höyüklerin ve tarihlerin olduğu yerlerdir.

Diyarbakır da Helen cemi. Çay Önü MÖ 10 000 li yıllara şahitlik yapmıştır. Gedikli de ölü gömme geleneklerinin çeşitlerini görürsünüz.

Kurban Höyükte Hemen Lidar höyüğün batı kısmındaki Cimcime köyüne Kurban höyük ve biraz ilerisinde Mezra höyüğü görürsünüz.

Karşısında Samsat höyük İslami ve Bizans’ız, Selçuklu hükümranların beşiği olmuş bir yerdir. Az uzağa gittiğinizde bu yerlerde Asur ve Hititleri Neu Hititler, Hatta bir deyime göre Hititlerin başşehrinin KUMUHİ nin Samsat karşısında yer aldığını söylemektedir. Şah Süleyman yine bu topraklarda Ertuğrul Gazinin babası az Kobani’den ileride Halep yolu üzerindedir. Buradan uzak değildir.

Titriş Höyükte Oda Mezarları bulunmaktadır. Ahirete yolculuk nasıl başlar ve ne şekilde biter. Hep bu topraklarda Höyüklerin içeriği olan Höyükler kısmında bulmanız mümkündür.

Yine İlk yerleşimin bu topraklar üzerinde yapıldığını, mevcut saydığım höyüklerde görebilmeniz mümkün.

Çanak sız Çömlek siz dönemlerde ne olup bittiğini bilmek istiyorsanız. MÖ 7200 yıllarında nasıl yaşanılmış daha sonraları Dönen turnike ve el yapımı pişmiş topraktan yapılan çanak çömlek ve insan için gerekli alet ve gereçlerin nasıl yapıldığı. Ve bazalt taşından buğdayın nasıl un haline getirildiği hakkında birçok bilgi edinile bilinir.

Benim için bunların tümünün bir silsile etrafında ve değişik zaman ve tarihlerde olduğu kadar biri birine yakınlığı hatta bazen üst üste kurulu olan bir medeniyetler silsilesini kültürünü görmek mümkündür. İşte bunlardan bir tanesinin Lidar Höyük olduğunu söylemem gerekir. Bakırın bu höyükte eritildiği ve kalayla karıştırılarak tunç haline getirildiği ve değişik zaman ve mekânlarda kullanıldığı bilinmektedir. Bu, bu bölgede bulunan höyüklerin ne denli kültürel zenginliği hakkında bize bilgi vermektedir.

İmar ettikleri evleri zaman ve mekânına göre gelişim göstererek uyguladıklarına şahit olmaktayız.

Ticaret ve Üretimi bu kültürel yerlerde günümüzden MÖ 6100 Halaf döneminde görmekteyiz. Mühür. Silindir Mühür. Damga Mührü. Gibi.

Kısacası yukarda anlatmaya çalıştığım.

Bu Kültür Abidelerinin heba olmasına Razı olmadığım için uzun yıllar bu konu hakkında Alman Arkeologları bendeki ve yöredeki objelerle bir sentez yaparak buradaki yaşanmışlıkların bir insan topluluğunun devamı olarak gelişim gösterdiğini ve bu toplumların bu yerlerde isimlerinin ve geride bıraktıkları eserlerin önemini anlatmaya çalıştım.

Not: olarak önemli bir bilgi paylaşmak isterim.

insanoğlunun yeryüzü serüveni.

2,5 Milyon yıl

200.000 yıl

Erken Eski Taş dönemi.

Eski Paleolitikum. (İlkel İnsan)

Rudolfinus,

Homo hablins     

İlk İnsan Homo Heidelbergius.

Homo Erectius.

200.000 – 40.000 Öncesi.

Orta taş dönemi . (Orta paleitikum)

Neander taller

Homo Sapiens.

40.000 – 10.000 Genç eski Taş dönemi.

Modern insan Homo Sapines.

10.000 – 6000

                                                            Mehmet Ali Yaşar.